(Aşağıdaki yazı kahramanlarsinemada.com sayfasından alınmıştır)
31 Ekim 2010′da çizgi roman uyarlaması “The Walking Dead” (Yürüyen Ölüler) çizgi romanı Amerika’da AMC kanalında ilk bölümü ile seyirci karşısına çıkmıştı. Ülkemizde de 4 Kasım 2010 tarihinde de FX TV’de dizinin ilk bölümü yayınlandı.
Çizgi romanını severek okuyan birisi olarak ilk bölümü izlerken çizgi roman ile dizi arasındaki fark ve benzerlikleri dikkatlice takip ettim. (Diziyi seyretmeyenlerin yazının bundan sonrasını okumamalarını tavsiye ederim)
Dizi ile çizgi roman arasında farklılıklar olmasını doğal olarak bekliyordum. Sonuçta televizyon dizisi için hikayeye farklı sahneler ve yorumlar katılarak hikaye dizi şekline dönüşebilirdi.
İşte gözlemlerim: Çizgi romanda sadece bir sayfa olarak gösterilen hastane öncesi sahne, dizide çok daha uzun sürüyor. Burada karakterler seyirciye tanıtılırken aksiyon sahneleri ile de tempo yakalanmaya çalışılmış. Ancak bu yapılırken iki konu dikkatimi çekti. Bunlardan ilki; Rick’in Shane’e eşi ile olan sorunları anlatmasıydı. Oysa ki çizgi romanda zombi istilası öncesinde Rick’in eşi ile ortada gözüken bir sorunu bulunmuyor. Bu şekilde dizinin ilerleyen dakikalarında Shane ve Lori arasında gördüğümüz ilişki anlam kazanıyor ama çizgi romanda Lori’nin Shane ile olan beraberliği neredeyse sadece bir geceden ibaret. Asla kamp yaşamı içerisinde aralarında bir beraberlik yok. Shane ısrarla Lori’ye ilgi göstermeye devam etse de Lori bu noktada daha mesafeli davranıyor. Bu farklılık açıkçası beni rahatsız etti çünkü çizgi romandaki şekli ile kocasını seven Lori’nin yaşanan olaylar sonrasında içerisine düştüğü umutsuzluk ve yanında hissettiği desteğe karşı oluşan sevgisi ile Shane’e kısa süreli yakınlaşması çok daha etkileyici oluyor. Açılış sahnesindeki önemli ikinci farklılık ise uzun süren aksiyon sahneleri sırasında polis ekibinin çok profesyonel ve silahlı çatışmalara çok alışık gösterilmesi olmuş. Çizgi romanda Rick’in yaşadağı kasabanın küçük olması sebebiyle polislerin çok durgun bir yaşam sürdükleri vurgulanıyor ve bu durum Rick’in daha sonra karşılaşacağı olaylar sırasında yaşayacağı değişime altyapı oluşturuyor.
Yukarıda son olarak vurguladığım “Rick’in yaşayacağı değişim” diziye eklenen bazı aksiyon sahneleri ile kendi içerisinde ikilem yaratıyor. Çizgi romanda Rick’in öldürdüğü ilk canlı yerde yatan yarı vücutlu zombidir (geri dönüp öldürdüğü sahne). Dizide bu sahne güzel yansıtılmış, Rick zombiyi öldüreceği için kendini kötü hissediyor ve göz yaşı döküyor. Bu sahne öncesinde Rick’in dizide iki zombiyi daha öldürdüğünü görüyoruz ve bu sahneler çizgi romanda yeralmıyor. Dizide Rick ilk olarak zenci aile ile evden çıktıklarında sopa ile bir zombiyi vahşice öldürüyor daha sonra da polis karakolundan ayrılırlarken tanıdığı zombi polisi çok rahat bir şekilde öldürüyor. Çizgi romanda zaman ilerledikçe öldürme kavramı içerisindeki duyguyu kaybeden Rick’i dizide çok rahatça zombi öldürürken görmek (daha ilk dakikalardan) çok anlamsız olmuş.
Dizide gösterilen zenci ailenin zombi eşi çizgi romanda yok ama diziye yapılan bu ilaveyi çok başarılı buldum. Rick’in Atlanta’da uğradığı zombi saldırısı sonrasında tanka sığınması da çizgi romanda yeralmıyor. Açıkçası bu değişikliği de rahatsızedici bulmadım.
İlk bölüme ait düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalıştım. Sizler ilk bölüm hakkında neler düşünüyorsunuz?
Başarılı..
YanıtlaSil